Şarkılarımı şimdi evli olan eski aşkıma yazdım !
Röportaj: Sinem VURAL / 6 Nisan 2010
2006 yılında yayınladığı ilk solo albümü “Afili Yalnızlık” ile müzik piyasasının altını üstüne getiren Emre Aydın, tam dört yıl suskun kalarak hayranlarını çıldırttı. Ve sonunda vuslat zamanı geldi, “Kağıt Evler” albümü ile 1 Nisan’da müzik marketlerde yerini aldı.
“Bu Yağmurlar”dan başlayalım önce... Nedir bu anne faktörü?
- şarkının içinde “anne” sözü geçsin diye uğraşmadım aslında. Ama hani en zor anınızda, kendinizi çok kötü hissettiğinizde yanınızda genellikle anneniz olur ya, bu şarkıda da böyle bir anne öğesi var. Aşk şarkısı duymak isteyenleri bu anne öğesinin biraz rahatsız ettiğinin farkındayım. Ama ince hesaplarla şarkı yazmıyorum.
Zaten her başı sıkışan erkek annesine koşmaz mı?
- Sadece erkeklerin değil kadınların da doğasında bu var. Kimisi ailesinin önemini 30’unda fark eder, kimi 40’ında...
Siz kaç yaşınızda fark ettiniz?
- 20’li yaşlarımın başlarında. Gerçi hâlâ 20’li yaşlarımdayım.
ŞARKILARIM YÜZÜNDEN ARIZA ÇIKARMAYAN KIZ YOK
Bu albümdeki şarkı sözlerinde hep sevgiliye duyulan özlem ve onun evlendiğini duyunca yaşanan hüsran var. Kim bu kadın?
- şarkıların hepsi de tek bir kadına yazıldı. Geçmişte yaşanmış, uzun bir ilişkiydi. ılk albüm öncesinde başlayan ve iki albüm arasındaki dört yılda biten bir ilişki. Lastik gibi uzayan ve sonunda biten bir ilişki.
Evlendi mi sonunda?
- Evet.
Ne yaptınız, ayrıldıktan sonra “Hadi ona şarkılar yazayım” mı dediniz?
- Akılda kalmaya değer hikayeler size şarkı yazdırıyor aslında... Başlarken tüm şarkılar ona yazılsın diye yola çıkmadım, kendiliğinden yollarını buldular.
Bu kadar duygusal mısınız?
- şarkı yazmak, durumları abartarak yapılan bir eylem. Mutsuz hissettiğinde yazmak daha kolay olduğundan böyle şarkılar çıkıyor. Ama sürekli ağlayan biri değilim.
Eski sevgiliye şarkı yazıyorsunuz, hayatınıza yeni giren insan arıza çıkarmıyor mu?
- Çıkarıyor, çıkarmayan olmadı bugüne kadar. “Bunu kime yazdın, aranızda ne oldu?” gibi sorular geliyor. Sonrasında da “Benim şarkım hangisi, bana ne zaman şarkı yazacaksın?” diyorlar.
Ya sizin hayatınızdaki kadın böyle şarkılar yazsa?
- Ben arıza çıkarmazdım herhalde. “Hâlâ devam eden bir şey mi?” diye sorardım, o kadar.
THE TRUMAN SHOW’DA GİBİ HİSSEDİYORUM
Şu anda hayatınızda biri var mı?
- Yok.
“Bu şarkıyı bana mı yazdın?” diye gelen eski sevgiliniz oldu mu hiç?
- O bana olmuyor nedense... Acaba ünlü değilim de albümleri kimse dinlemiyor mu? Fanlar aynı, gazeteciler aynı, sahneler aynı diye The Truman Show’daymışım gibi hissediyorum bazen!
Ya o ardından şarkı yazılan kadın çıkıp gelse, “Beni hâlâ seviyor musun?” diye sorsa...
- “Sevmiyorum” derim. Bitmiş gitmiş, evlenmiş. Herkes eski sevgilinin fotoğraflarına bir şekilde bakar, olmadı şimdi ne yapıyor diye Facebook’ta arar. Arada ben de yapıyorum, “yapmıyorum” diyen yalan söyler. Ama bu anlık bir duygu.
YAŞLILIK STRESİNE GİRMEYE BAŞLADIM
Albümün isim şarkısı “Kağıttan Evler”... Neden onu seçtiniz?
- Kağıttan ev yapmak zordur, kolay yıkılır. Bu konsept ve şarkının sözleri de albümü anlatır nitelikteydi. Ben bir de sözlerin tınılarına dikkat ederim. Güzel tınlıyordu, birden albümün adı oldu.
Sözlerde yaşlanmaya da göndermeler var. Yaşlanma stresine girdiniz mi?
- Ufak ufak girdim galiba. Karizmatik kellik, çizgilerin belirginleşmesi “yaşlanıyoruz” dedirtiyor bazen.
Albümde Cemali’nin “Duymak ıstiyorum”unu da yorumluyorsunuz. Neden bu şarkıyı seçtiniz?
- Benim için ilk albümümdeki “Hareket Vakti” gibi kült olan şarkılardandı. Cemali’yi Amerika’da bulduk ve izin aldık, sağ olsunlar kırmadılar.
YURTDIŞINDA RICKY MARTIN’DEN SONRA TARKAN GELİYOR
Bir süre önce “Falling Down” adlı ıngilizce bir single yayınladınız. Neden Türkiye’de tanıtılmadı o?
- MTV Europe’da ödül aldıktan sonra Sony International Genel Müdürü “Yurtdışı için ne yapabiliriz?” diye sordu. Hazır böyle bir kapı aralanmışken biz de ısveç’te ıngilizce parça yaptık. şarkıyı uzun süre elimizde tuttuk, geçtiğimiz ay iTunes’ta yurt dışı pazarı için satışa sunuldu. Zaten Türkiye’de ıngilizce parçayı içinde oryantal ritimler olmadan yürütemezsiniz. Ama yurtdışında iyi gidiyor satışları. şu an yurtdışında büyük gençlik dizilerinde şarkıyı yayınlatmaya çalışıyoruz, ünlü bir isimle de stratejik olarak bir düet yapılacak. Ondan sonra ıngilizce albüm çıkacak. Bundan sonra başarısızlık olursa da, o benim başarısızlığımdır.
Bunları yapmazsak olmaz diyorsunuz...
- Sonuçta denizde kum, Amerika ve Avrupa’da şarkıcı. Bu stratejik adımları atmak gerek.
Yurtdışına çıkan bir Tarkan örneği var elimizde...
- Bence o işte bir yanlış anlama var. Tarkan orada ne kadar tanındığını anlatamadı bence. Benim gördüğüm ve duyduğum, dünyada Ricky Martin’den sonra en çok tanınan ikinci erkek sanatçı olduğu...
EUROVISION’A UYGUN DEĞİLİM
Bir ara Eurovision konusunda sizin de adınız geçmişti. Türkiye’yi böyle bir yarışmada temsil etmek ister misiniz?
- Hangi mesleği yapıyor olursa olsun, ülkesini temsil etmek herkesin isteyeceği bir şeydir. Ama ben ülkemi farklı şekilde temsil etmek isterim. Eurovision’a katılsam mutlu olamam, mutlu olmazsam da projeye inanmam. Dolayısıyla bu yarışma için Türkiye’deki sanatçıların üçte ikisi benden daha iyi bir seçim olur.
Baskıya gelemeyenlerden misiniz siz de?
- Gelirim ama bir şarkının ısmarlama olmamasını tercih ederim. Eurovision’a uygun değilim. Orada dünyanın en güzel şarkısıyla yarışsam bile bu iş bana mantıklı gelmiyor.